3.10.11

tarık ve dalgınlık

yurtta kalıyordu tarık. yurt gibi, ortak alanların had safhaya ulaştığı yerlerde, tuvaletlerde sigara içilebildiğinin farkında olan tarık kapısını kilitlediği umumi tuvalette, bir elinde sigara, kucağında da snt dergisi, işini görmekteydi.


dünya dikkatsiz insanlarla doludur, ya da belki tarık her şeye gereğinden fazla dikkat eden, bir nevi takıntılı bir insandı. tuvalete girdiğinde, kilit mekanizmasının dış tarafındaki renk değiştiren dairenin kırmızı mı, yoksa yeşil mi olduğuna mutlaka bakardı. tuvaletten çıkarken de ışığı kapatmak/açık bırakmak konusundaki kararına bu renkli daire yön verirdi. yine de tarık bilirdi umumi tuvaletlerle ilgili basit, ışık düğmesi kuralını : "geldiğinde ışık açıksa, sen de çıkarken açık bırak"


ama işte tarık dergisine daha ancak göz gezdirmekteyken, el yıkama becerisine sahip bir canlı, bu becerisi yönünde lavaboyu kullanmaya başladı. tarık'ın o an bilmediği şey ise, bu canlının tarık'a göre dikkatsiz birisi olduğuydu. fütursuzca ışık düğmesine salladığı eli, kendine ayırdığı iki tarafı tahtadan örülmüş dört duvarlı dünyasında, tarık'ı karanlığa boğdu.


ismini cismini bilmediği canlılara seslenmemeye gayret eden tarık, dünyasının dışında kalanlarla iletişim kurmak için, kapıyı içerden tıklatma metodunu kullanıyordu. ancak bu canlı, tarık'ın tıklatmalarıyla oluşan ses dalgalarından daha hızlıydı, duymadı onları. duymadığı diğer şeyler ise, arkasından kendisine yöneltilmiş, hedefin duyması istenmeyen ancak söyleyenin de içinde kalmamasını sağlayacak ses düzeyindeki küfürlerdi.


bir süre daha küfretmeye ve kendi kendine konuşmaya devam eden tarık, bir yandan da işini görmeye devam ediyordu. cebinden çıkardığı çakmakla dergisini okumaya çalıştı. çabaları sonuç veriyordu, fakat ısınmaya başlayan çakmak, tarık'ı karanlığa boyun eğmeye zorladı. çözümleri tükenen tarık, işinin bittiğine kanaat getirmesiyle de birlikte, bir dahaki sefere kadar dünyasını terk etmeye karar verdi. kendi yarattığı ışıkla kendi hayatına son verme lanetine sahip bir varlık olan sigarası da zaten son anlarını yaşıyordu.


tuvaletlerin temizliğinden sorumlu şahsın, henüz birkaç dakika öncesinde kullandığı ses düzeyine sahip küfürlerine hedef olmak istemeyen tarık, her zamanki gibi izmaritini iki bacağının arasından klozetin suyuna yollamak üzereydi. tam da o anda karanlığın lanetinin sebep olduğu bir acı, irkilmesine sebep oldu tarık'ın : sigarasıyla penisinin ucunu yakmıştı...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder